Eğlence parklarındaki yüksek ivme gösteren aletlere binmek baş dönmesine sebep olabilir. Baş dönmesi genelde iç kulaktaki denge sisteminde hızlı ve ani travmatik hareketlerle ortaya çıkmaktadır. O yüzden ters ve ani dönüşlü hareketler baş dönmesine sebep olabilir.

Baş dönmesi şikayeti yaşayan hastaların hikayesinde atak öncesinde mutlaka bir stres, üzüntü, kaygı durumu yaşadığını görmekteyiz. Günlük hayattaki stresli iş ortamları ya da beklenmedik üzüntüler bazen bu atağın yaşanmasına sebebiyet verebilir.

Baş dönmesinde yaş faktörünün bir önemi yoktur. Ancak yaşlı hasta grubunda, baş dönmesi ile birlikte dizziness denilen sersemlik hissiyatı ya da denge sisteminin zayıflama durumları daha fazla görülebilir. Bu da yaşlılıkla birlikte hareketsizliğin artması, vücut koordinasyonunun iyi sağlanamamasından kaynaklanır. Rahatsızlık direkt baş dönmesi şikâyeti değil de sersemlik ve dengesizlik şeklinde ortaya çıkabilmektedir.

Yüksek sesle müzik dinlemek baş dönmesi yaratmaz. Ancak bazı iç kulak rahatsızlıklarından sese hassasiyet durumu olduğu için yüksek ses kişiyi ciddi anlamda rahatsız eder. Bununla birlikte koklea denilen işitme organına zarar vermesi söz konusu olduğu için yüksek sesle müzik dinlemek önermediğimiz bir durumdur.

Bilgisayar başında uzun süre zaman geçirmek, servikal bölge dediğimiz boyun bölgesinde bazı sıkıntılara sebep olabilir. Bu sıkıntı nedeniyle baş dönmeleri görülebilinir. Servikal baş dönmesi yine teşhisi ve tedavisi mümkün olan bir vertigo çeşididir.

Baş dönmesi (Vertigo) bir hastalık değildir, bir semptomdur, yani bir hastalığın belirtisidir. Bunun yanı sıra bulaşıcı da değildir. Ancak kişide genetik yatkınlık mevcut ise, ailede rahatsızlık öyküsü var ise kişinin kendisinde de görüle bilinir.⁠

Baş dönmesi (Vertigo) bir belirti olduğu için bu belirtinin hangi rahatsızlıktan kaynaklı olduğunu bulmak gerekir. Sebebi tespit edildikten sonra uygun tedavi protokolü ile iyileştirilebilen bir rahatsızlıktır. Manuel bazı egzersizler, manevralar, ilaç tedavisi ya da Vestibüler Rehabilitasyon dediğimiz denge rehabilitasyonuyla ortadan kaldırılabilinir. ⁠

Baş dönmesi ataklarını şiddetli yaşayan kişilerde, kişinin şikâyetleri ortadan kalkıp, tamamen iyileşme görülse bile bazen “Ya başım yine dönerse, tekrar ederse?” gibi kaygılı düşünceler devam edebilmektedir. Bu durumu ortadan kaldırmak için tedaviyi takip eden uzmanın kişiye destek olması gerekir. Uzmanın verdiği egzersizleri kişinin tek başına yapabildiğini görmesi kendisinde bir güven oluşturur ve kaygı durumunu ortadan kaldırır.

Kişinin tansiyonundaki düzensizlikler, baş dönmesi yapabilir ama bu iç kulak kaynaklı bir baş dönmesi değildir. Bazı yüksek tansiyonlu hastalarımızda, iç kulak kaynaklı bir baş dönmesi atağı geçirdikleri zaman tansiyon yükselmesi gözlenebilinir. Tansiyon düzensizliği nedeni ile yaşanan baş dönmesi ile iç kulak kaynaklı baş dönmesi birbirinden farklı durumlardır ve hissiyatları da yine birbirinden farklıdır.

Kişi baş dönmesi atağı yaşadığı anda hareketsiz kalmaya dikkat etmeli, ani ve hızlı hareketlerden uzak durmalıdır. Dik ve oturur pozisyona yakın olmalı, boyun kısmını da yastıkla destekleyerek istirahat pozisyonuna geçmelidir. Kendini iyi hissettiği anda da baş dönmesi ünitesi olan bir merkeze başvurmalıdır. ⁠

Her denge kaybı baş dönmesi değildir. Baş dönmesinin de çeşitleri vardır. İç kulak kaynaklı baş dönmesinin hissettirdiği durum ile santral merkez kaynaklı baş dönmesinin hissettirdiği durum birbirinden farklıdır. Denge kaybı baş dönmesinden tamamen farklı bir durumdur. Bu daha çok denge sisteminin zayıflığından kaynaklanır. Rehabilite edildiği takdirde, denge sistemi güçlendirilir ve denge kaybı ortadan kalkmış olur. Bu baş dönmesi ile denge kaybının ayrımının doğru yapılması gerekir. Çünkü tedavi sürecinde bu ikisinin ayrımı önemli bir faktördür.

Pozisyonel baş dönmesi (BPPV) dediğimiz ve halk arasında da kristal dağılması olarak bilinen baş dönmesi çeşidi, genelde mevsim geçişlerinde ya da kış aylarında yoğunluk göstermektedir. Yaz ayları daha sakin geçer. Kişinin yaz aylarında daha rahat geçirmesi, stresten biraz daha uzak kalmasından kaynaklanır. Kış aylarındaki yoğun iş temposu, kişide baş dönmesi ataklarının tetiklenmesine sebep olabilir. ⁠

Alkol tüketimi direkt olarak iç kulak kaynaklı bir baş dönmesine sebebiyet vermez. Ancak yoğun alkol tüketimi sonrasında, ertesi gün denge sisteminde bir zayıflama hissedebilirsiniz. Kişinin mevcut duruş pozisyonunda sabit kalması, biraz daha zorlaşabilmektedir. Bu geçici bir durumdur.

Çok fazla spor yapmak iç kulak kaynaklı bir baş dönmesine sebebiyet vermez. Aksine hareketlilik vücut koordinasyonunu arttırdığı için daha sağlıklı bir denge sisteminin oluşmasını sağlar. Ancak yapılan bazı sporlarda baş, boyun kısmını olumsuz etkileyecek ters hareketler nadir de olsa bazı durumlarda baş dönmesine sebebiyet verebilir.

Hamilelikte yaşanan baş dönmesi ile iç kulak kaynaklı baş dönmesi birbirinden farklıdır. Hamilelikte gebelik kaynaklı stres ve kaygı nedeni ile pozisyonel vertigo dediğimiz kristal dağılmasından kaynaklı baş dönmesi atakları yaşanabilmektedir.

Uçak yolculuğu direkt olarak bir baş dönmesi atağına sebebiyet vermez. Kişi, eğer bir tedavi sürecinde değilse ve mevcut durumunda herhangi bir baş dönme şikâyeti yoksa uçak yolculuğu yapabilir. Ancak iç kulakla ilgili bazı denge hastalıklarında basınca hassasiyet daha fazla olabilmekte ve bu gibi durumlarda uçak yolculuğu tavsiye edilmemektedir. Kişinin uçak yolculuğunu tedavi sürecini tamamladıktan sonra gerçekleştirmesi kendisi için daha sağlıklı olacaktır. ⁠

Kulak çınlaması yani Tinnitus aslında kişinin dışarıdan herhangi bir uyaran olmadan duymuş olduğu bir sestir. Tinnitus tabiki de bir hastalığın habercisi de olabilir. Çünkü bir hastalık adı değildir, bir semptomdur. Bir hastalığın belirtisidir. Dış kulak, orta kulak ya da iç kulakla ilgili bazı durumlar, bazı rahatsızlıklar kulak çınlamasına sebebiyet verebilir. Örneğin; dış kulak yolunda birikmiş olan bir kulak kiri, orta kulakta bir enfeksiyon, kireçlenme, iç kulak kaynaklı işitme kaybı, akustik travmatik durumlar, bunun dışında metabolik rahatsızlıklar, kardiyolojik problemler, tansiyon, şeker gibi kronik rahatsızlıklar ve benzeri birçok rahatsızlık yine kulak çınlamasının sebepleri arasındadır.

Kulak çınlaması fizyolojik bir sebebe dayanmadığı zaman bazen psikojenik durumumuz da bu çınlamanın artmasına sebebiyet verebilir. Tabi böyle durumlarda normalde olmayan bir çınlamanın ortaya çıkmasından ziyade mevcut olan kulak çınlamasının artması daha çok görülür. Örneğin; son günlerde yaşadığımız bu salgın durumunun yaratmış olduğu stres, çınlaması olan birçok hastamızda bu çınlamanın artışına da sebebiyet vermektedir. Böyle durumlarda mutlaka uzmanınızla iletişim halinde olmanızı tavsiye ederim.

Yüksek sese maruz kalmak iç kulakta akustik bir travmaya sebebiyet verebilir. Yani ani işitme kayıpları tiz frekanslarda keskin düşüşler meydana gelip bu da kulak çınlamasına sebep olabilir. Her kulak çınlaması hastası farklı bir hastadır. Diyelim ki 100 tane hastamız var ve hepsinde kulak çınlaması (Tinnitus) şikayeti var. Bunların hepsi birbirinden farklı tedavi görmesi gereken grup olabilir. Bir kişiye uygun olan bir tedavi yöntemi diğer kişi de uygun olmayabilir. Bu nedenle kişinin doğru merkeze başvurması önem kazanmaktadır. Çünkü kulak çınlamasındaki tedavi protokolü kişiye özeldir.

Kulak çınlaması genelde kişinin kendisinin duyduğu bir sestir. Aslında Tinnitus’ u objektif ve subjektif olmak üzere ikiye ayırıyoruz. Subjektif dediğimiz kulak çınlaması kişi tarafından duyulur. Objektif denilen Tinnitus ise dışarıdan başkaları tarafından da duyulan bir sestir. Ancak bu yüzdelik oranla daha düşük görülen bir kulak çınlaması çeşididir.

Kulak çınlamasının öncelikle sebebini belirlememiz lazım. Eğer kaynağı belli ise buna yönelik tedaviler uygulandığı zaman bu ses tamamen de ortadan kalkabilir, kısmi olarak da azalabilir. Ama burada hastanın analizi, odyolojik değerlendirme sonuçları, bazı kan ve emar tetkikleri bize yol gösterici olacaktır. Yeni başlayan kulak çınlamaları medikal tedavi ile ortadan kalkabilir. Tabi sebebine bağlı olarak değişkenlik gösteren durumlar da söz konusudur. Kronik olan ya da işitme kaybına bağlı olan bazı kulak çınlamaları da farklı rehabilitasyon teknikleri ile rahatlatıla bilinir.

Özellikle danışmanlık ve teknolojiyi bir arada kullandığımız Tinnitus Retraining Therapy uygulaması bilimsel açıdan da birçok çalışması yapılmış ve olumlu sonuçlar elde edilmiş bir yöntemdir. Yalnız uygun hasta profilini yakalamak çok önemli. Her hastada istediğimiz oranda bir rahatlama elde edemeyebiliriz.

Kulak çınlaması tedavisinde genelde bilimsel çalışma ile geçerliliği kanıtlanmış yöntemleri tercih ediyoruz. Kliniğimizde Uluslararası Tıp Dünyası’ nda  kabul görmüş olan tedavi yöntemlerini uygulamaktayız.

Özellikle yeni başlayan kulak çınlamalarında kaynağı belirlenmiş ise tedavi edilebilir bir durum söz konusu olabilir. Tedavi edilen kulak çınlamaları tekrarlaya da bilir, tekrarlamaya da bilir. Bu tamamen kulak çınlamasının kaynağına bağlıdır.